Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Atatürk’ün İnebolu Şapka Nutku (27 Ağustos 1925)

Arkadaşlar, ben sevgili memleketimizin hemen bütün aksamını gezdim, gördüm. Bütün vatandaşlarımızın büyük kitleleriyle yakından temas ettim. Bütün bu candan temasların bende bıraktığı silinmez hatıratı hürmetle yad ve tezkar ederken, beyan etmeliyim ki bu havalide, Çankırı ve Kastamonu havalisinde ilk defa olarak seyahat ediyorum. Samimi arkadaşlar bu havaliyi yakından görmek benim için mukaddes bir emel halinde idi. Bu emel şüphesiz memleket ve millet vezaifini vukuflu ifa noktainazarından aynı zamanda bir vazife idi. Onun için vilayet namına Ankara’ya gelen heyeti muhteremenin vuku bulan davetine memnuniyetli ve derhal icabet ettim. Bu noktada güzel ve yüksek bir tecelliyi ifade etmek, benim için çok medarı iftihar olacaktır. Benim şu veya bu sebeple tehir ettiğim mühim vazifeyi millet bana ihtar etmiş ve yaptırmıştır. Bunu milletin ruhu müşterekindeki ulviyeti irşadına parlak bir misal olarak zikretmeliyim.  Efendiler; Bu hitap münasebetiyle ufak bir noktayı tekrar edeyim. “...

Batı Cephesi

Birinci Dünya savaşının sonunda Osmanlı devleti Mondros ateşkes antlaşmasını imzalayarak savaştan yenik ayrılmıştı. Mondros ateşkes antlaşmasının maddeleri gereğince Türk ordusunun silah ve cephanesi elinden alınacak, tüm askeri personeli 50.000 ile sınırlandırılacak.  Bu durum karşısından Osmanlı Genelkurmay Başkanı ordunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi ve 9 kolordu ve 20 tümen halinde örgütlenmeyi kabul ettirdi.16 Mart 1920’de İstanbul resmen işgal edildi ve Ankara da Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması ve Osmanlı devletinin genel kurmayın kurduğu kolordu ve tümenin önemi kalmamıştır. Yunanlılar Ege de ilerlemeye başlayınca  bazı askeri birliklerden karşılık geldi. Yunanlılar karşısında 17. kolordunun 56. Tümeni hiç karşı koymadı.bir kısmı Yunanlılar tarafından esir alınmış bir kısmı ise terhis edilerek bırakılmıştır. Yunan ordusuna karşı Kuvayi Milliye harekatı kurulmuştur. Kuvayi Milliye harekatı zayıf askeri birliklerden oluşmaktadır.  Kuvayi ...

Balkan Savaşları

Balkan savaşları Birinci Balkan Savaşı (1912) Birinci balkan savaşının nedenleri Topraklarını büyütme hesapları yapan Balkan devletleri (Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistanve Karadağ) Trablusgarp savaşını fırsat bilerek aralarında anlaşama yaparak Osmanlı devletine savaş açmaya karar vermişlerdir. Osmanlı devleti zaten bir çok bölgede savaşırken Balkan savaşı Osmanlı devletinin çökmesine yol açmış olup, Balkan devletleri de bundan fırsat bularak savaşı başlatmış ve Osmanlı devleti bu savaştan yenik ayrılmıştır. Birinci Balkan Savaşı’nın Nedenleri: Fransız ihtilalinden sonra yayılan ve tüm ülkeyi etkisi altına alan milliyetçilik akımının Balkan devletleri üzerindeki etkisi Rusya’nın savaşı kazanmak için yanına çektiği Slav milletinin fazla toprak kazanacağı düşüncesi Balkan devletlerini savaşa sokmuştur Osmanlı devletinin Almanya’ya duyduğu hayranlık ve Almanya’nın yanında savaşa girerse kaybettiği toprakları geri alacağı ümidi İngiltere’yi Reval görüşmeleri sonrasında R...

Atatürkün Samsuna Çıkışı

Atatürk'ün Samsun'a Çıkışı: Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluş mücadelesini başlatmak üzere Bandırma vapuru ile 19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a gelmesidir. Osmanlı İmparatorluğu birinci dünya savaşında Çanakkale'de destan yazmasına rağmen  Almanya'nın yanında yer alması sebebiyle, yenik düşmüş ve itilaf devletlerince işgal edilmiş ve paylaşılmıştır. İstanbul bölgesi birleşik güçler, İzmir bölgesi Yunanlılar, Antalya bölgesi İtalyanlar, Maraş-Antep bölgesi Fransızlar, Musul-Kerkük bölgesini İngilizler, Kars bölgesini de Ermeniler işgal etmişler, Türk halkı Ankara, Samsun dolaylarında sıkışıp kalmışlardır. Acı olan sahne Beş yüz bin kişinin kanının döküldüğü   Çanakkale Boğazından itilaf devletlerine ait donanmanın elini kolunu sallaya sallaya İstanbul'a girmesidir. Donanma İstanbul limanına yanaştığı ve askerlerin karaya ayak bastığı sırada Mustafa Kemal'in söylediği söz  çok manidardır ve gelecekte olacakların habercisi gibidir. "Üzülm...

2. İnönü Savaşı

Londra Konferansı’nın barış önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler. Yunanlılar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe’yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi.  Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar İnönü’de ikinci kez yenildiler. Sonuç: TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi. Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı. Ordu mensuplarında, her bakımdan k...

ATATÜRK'ÜN SOYU

Bu çalışma ile, Atatürk’ün biyografisinin önemli bir bölümü, soyu ve ailesi, arşiv belgelerine dayalı olarak daha düzgün, tartışmaya yer bırakmayak bir şekilde yazılmaya çalışılmıştır. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN SOYU ÖZET Her büyük liderin hayatında gördüğümüz gibi, Atatürk’ün biyografisinde de, bilgi ve belge eksikliğinden kaynaklanan bazı tartışmalı konular bulunmaktadır. Türk bilim hayatı, bugün bu konuların pek çoğunu belgelere dayalı olarak açıklığa kavuşturmuştur. Fakat hala bazı konularda yanlışlıkların devam ettiği görülmektedir. Bunda, Atatürk ile ilgili arşiv belgelerinin dikkate alınmamasının rolü olduğu kadar; bazı maksatlı yayınların da etkisi vardır. Bu çalışma ile, Atatürk’ün biyografisinin önemli bir bölümü, soyu ve ailesi, arşiv belgelerine dayalı olarak daha düzgün, tartışmaya yer bırakmayak bir şekilde yazılmaya çalışılmıştır. Şüphesizdir ki, bu araştırmada da eksiklikler olacaktır.. Bunların zaman içinde yeni belgelerle tamamlanması tabiidir. I. RUMELİ...